Dünyanın sadece yeterince üzülen çocukların görebileceği sırları vardır

 " Benim olabileceğim bazı şeyler var. Senin olabileceğin bazı şeyler var. Sırayla bunları göreceğiz. Hiçbiri de bize benzemeyecek. Böylece yaşayıp gideceğiz galiba" 

Bu çok çirkin değil mi? İnsan bağımlısı olmadığıma eminim ama bir süredir her heh! dediğim şeye ulaşmamın ardından önüme çıkan şey ile ilgili düşününce önüme bu çıktı. Bütün mümkünlerin kıyısında yaşayıp gittiğini "bilerek" yaşamak problemi. Hiçbirinin bize benzememesinin yanı sıra bir de hiçbirinin birbirine benzememesi de cabası değil mi? Bu durumda elde kalan mış gibi davranmak ve yetinmek değilse de elde ettiğini benimsemek, belki mecburiyet değil ama kesinlikle metazorik :) 
İnsanın büyümesi ile kabul etmesi gereken bir şey sanırım bunu. "Sen bile böyle söylüyorsan."
Vazgeçemediğim şey ne biliyor musun? Emin olamamak. Emin olduğum şeylerin sonunda patates olunca daha fazla şey hissetmemin sebebi de bu. Tercih ettiğim şeylerin vazgeçtiklerime değdiğine emin olamıyorum. Emin olup yanıldıktan sonra daha çok yıpratıyorum kendimi. Bu kristal kullanmazsam  daha mı sağlıklı olurum acaba gibi bir şey değil :) An olarak orada olanları yaşarken sürekli paralel evrende diğer tarafı canlı tutmak gibi.. Yani bir gün ofiste iken o gün 'diğer tarafta olsam kesin şunu yapıyordum' mevzum oluyor. "Sahnedeysen, sahneyi yorumlayamazsın. Ama hocam doğru yapıyorum demek yanlış, bir şey varsa onu diğerlerinin nasıl yaptığına bak ve o an ne yorum yapmak istiyorsan yap. Eleştirdiğin şeyi kendinde yorumla, o yolun sonunda farklı cümleler var çocuklar."
-gülümseme-
En iyi yaptığım şeylerden biri bakmak, görmek, üzerine düşünmek ve yol çizmek yahut elbet bir yere varmak diye düşünüyorum. Şimdi bunu aslolan ilan edince yaşamaktan kaçtığımı görüyorum. Bir şey olsun istiyor, olacak gibi olduğunu görünce geri çekiliyor ama bırakmıyorum. Sonra rolüm bitiyor ve karşımı izliyorum. Memnun değilsem saygımı yitiriyor, hala memnunsam ne yapacağımı bilmiyorum. Karşım da bilmiyorsa dünyalı oluyoruz. Artık eskiye göre daha insanım. Buna mecburum. Uymam gerekenler, yapmazsam olmazlar, illa o saatte olacaklar derken hangi kapıdan geçmem gerektiğini artık daha net görüyorum. Gözlüksüz, lenssiz ve oldukça net. Ve kapının orada sağa sola tutunup kambur oluştururcasına girmeyi reddetme noktasına gelmeden daha buralarda sıkıntısını çekmeye başladım. Ama ne var biliyor musun? Hepsi mış gibi. Geçen aklımda bunlar eve doğru yürürken bulunmak istemediğim bir kalabalığın içinde buldum kendimi ve kulaklığımı çıkarıp yüksek sesle şunu sormak istedim herkese, hepinize. "Ya sadece ben mi yaşıyorum?!" Yoksa sana göre de sadece sen mi? Ne, dünya böyle mi? Canım mı dünya? Öyleyse canımın derdi meğer dünyanın derdi mi? Sana bir şey söyleyeyim mi? Bunun böyle olduğuna yemin edebilirim ama ispat edemem. Bir gün içeride olanlar için kendisine bir şey sorulsa, çünkü insanlar yaşamayı unutuyorlar. Ona göre münasip olan yaşayamadığımız da olabilir. Sonra ona o olsa neler yapardı sorulsa ık pık. Bu neden biliyor musun? Dünya benim, dünya sensin çünkü. Ve bir dünyanın diğer dünya ile bir olması mümkün mü sence? Mesela şimdi biz, bir gün Mars ile dünyanın bir olacağını söyleyebilir, bunu umut edebilir miyiz? Hayal bunun dışında - 'şu an' bir kızım olsa ismini Hayal koyardım. İleride böyle yapmayacağım. - Az evvel bir cips açtım, şimdi bitti. Az evvel bir şarap açtım bu gece biter. Birkaç yıl evvel ben oldum, birkaç yıla biteceğim. Birkaç yıldır seninleyim birkaç yıla bitecek. Var olduğumdan beri annemleyim bitecek. Oh dünya varmış :), bitecek. Yaşamak ne mi? O cips yerken, şarabı içerken ne şekilde olacağına karar verişin, var ediş şeklin, nasıl biteceğin/bitireceğin. Bunları ne yiyeceğine karar vermek kadar basitleştirmiyor ama yarınımın mevzusu olacak şeyler için hareket edemeyecek kadar da görmezden gelmiyorum. Gelemiyorum. Gelene hala hayret ediyorum. Mesela artık intihara kaş çatmıyorum. 

Bu çok çirkin değil galiba aslında. İlk bakışta, alışkanlıklarımız ve isteklerimizin yarattığı telaşlı kakafoni içinde öyle gibi görünüyor. Onları yazdıktan sonra sana umutsuz ve kederli bir şeyden söz ettiğimi düşüneceğinden korkmuştum. Öyle olduklarını düşünsem yazmazdım. Bence burada başka türlü bir şey de var. Dünyanın sadece yeterince üzülen çocukların görebileceği sırları gibi bir şey. Ama bir yandan en çok bunu bilenler bir çocuğun bir daha öyle üzülmesine razı olmazlar. Sanki bir şeyi anlamaya yaklaşıyorum. Kafam karışıyor. :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bütün mümkünlerin kıyısında

Bu buluşmaya bir isim vereceğim

Bu dünyada kötüler hep aynı şeyi söylüyor