Kayıtlar

2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İstiyorum ama sorun istediğimde değil

İstediklerini ve istenenleri, genellikle görmezden geldiğini kabul et. Bunu hakkını vere vere yapabildiğini kabul etmeden, burada yazanları yalnızca okumuş olur ve bunu da kabul etmezsin. Çok şey anladığını bile söylersin. Kendimden biliyorum. Kendim de en az ben kadar sen. O yüzden, bu kadar emin konuşmak ve bir o kadar da gıcık görünmek konusuna takılmadan verilmek istenenlerden, almak istediğini alan yanlarımızı görmezden gelelim. Ama “kabul etmemiş olsam burada, bu başlıkta ne işim var,” diyorsan, içimden içine iyileşmenin mümkün olduğunu -tüm dünyaya değil saçmalama- en azından biz görelim. S on zamanlarda şu epey dikkatimi çekiyor; insanlar yaşadıklarını anlatmaya öyle alışmış, bunlara gelen tepkiler üzerinden öyle şeyler yaşamışlar ki -kimi buna başarı demiş , kimi kâr- biri çıkıp “anladık ya hu, şimdi ne olacak dese” cevabı da ondan bekleyen hallerini de dillendirmişler. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda da, kan şimdi ne durumda? Muhtaç olduğun kudret, sanıyorum
Meyve vermeyen bir ağaç kadar  Faydasız olsun bu yazdıklarım.  Dallarına meyvesine tamah edip  Kimse taşa tutmasın.  Bu yazdıklarım çok budaklı, çok bükümlü  Bir ağaç kadar faydasız olsun.  O zaman marangozlar  Kesip biçmeye değer bulmazlar böyle bir ağacı.  Dokusu gevşek, gözenekleri geniş, reçinesiz  Bir ağaç kadar faydasız olsun bu yazdıklarım.  Kökü toprakta,  Başı gökyüzüne dönük.  Belki kimse bahçesine dikmez,  Şehrin bulvarlarına da sokmazlar onu.  Ama  Uzak, kıraç bir ıssızlıkta  Bunalmış bir yolcu  Dibinde oturacağı,  Sırtını dayayacağı bir ağaç buldu diye  Ferahlarsa  Bu yeter...  Chuang Tzu
'Öyle bir çocuk ki kendini avutacak şarkıları öğrenmeden üzülmüş. Demişti; Çocuğa ne olmuş bilmiyorum ama bazı tahminlerim var. Çünkü öyle çocuklar güzel çocuklar olurlar. Sorular sormaya, etrafa bakmaya, dünyayı anlamaya ilk o çocuklar başlar. Dünyanın, sadece yeterince üzülen çocukların görebileceği bazı sırları vardır. Tabi, hepsi göremez bunları. Bazısı taşıdığı hınçla dünyadan hesap sormanın peşine düşer. Bazısı hiç üzülmediğine kendini ikna eder. Yaralarının başında ağıtlar yakmak da, onları unutmaya çalışmak da hep yaralarınla meşgul olmanı gerektiren yollar. Ama dünyada daha ne yollar var bir bilsen! Sen o yolların hayalini kur. Sonra yanıma gel. Ben seni öpüp olacak güzel şeylerden söz edeyim. :) Seviyorum seni tüm yaralar ve üzüntüler de dahil.
Geleceğim deyip gelmeyenlere, mutlaka göreceğim deyip görmeden gidenlere, küçücük bir ilacın annemde yaptığı değişikliklere, gelip soğukkanlılıkla morg nerde cenazemizi görmek istiyoruz diyenlere, hastane otoparkından aragazı vererecek çıkanlara, hasta odasına eli boş gelip olanları da yiyip çıkanlara, hastane masraflarını ne yapmayı düşünüyorsun diye soran dayılara, peki hep neden beklenti söylesene diyen kardeşlere, dostken arkadaş/arkadaşken dost oluverenlere, yitip gidenlere ve her gün yitip hiç gitmeyenlere diye devam edecek iken boş koridorlar dedim. Geçirdiğim son 2 ay ile ilgili güzel bir şey söylenmem istense sadece “boş koridorlar” derim. Sonra da düşünmeye devam ederim. Yazmaya veda ederek
Diyelim ki gerçekten o böcekleriz. Kimseye zarar verme niyetimiz yok. Ama neden herkes bizi öldürmeye çalışıyor? Neden bize de mutlu olacağımız bir alan vermiyorlar? Neden bizi anlamıyorlar? Neden düzen böyle kurulmuş? Bir gün birinin terliğine ya da bir arabanın dumanına yakalanana kadar bu soruları sorup bütün ömrümüzü telaşla kaçarak geçirmek en olası seçenek. Bu durumdaki birine de salakça yaşamayı seçtin denmez. Zavallı böcek, bu pislik düzenin içinde hayatta kalamadı denir. Ama bu yoldan hiçbir şey çıkmaz! Bu sorularla mücadele ederek geçirdiğin her zaman ömrünün bir parçasını daha tüketmiş olursun. Haklı olmak da bu durumda hiçbir şeyi değiştirmiyor. Ama gel şöyle yapalım; Kaçmayı bırakalım. Ama önce kendimizi kollayalım. Sonra bir ev seçelim. Diyelim ki, biz artık buradayız. Evdekilere önce derdimizi anlatmaya çalışalım. Bize zarar verebilecekleri kadar da içlerine girmeyelim. Ama onlara durumu kabul ettirmek ve kendimizi anlatmak için biraz uğraşalım. Baktık olmadı, bizi b