Durduğun, sürüklendiğin, kendini bulduğun yer ile içindeki çelişmeye başladığında hep birbiri ardına gelen acaba ile başlayan cümleler suyu bulandıran.
Yani benim gözlerimin bunca yıl gördükleri, Bir gün benimle birlikte Yok olup gidecekler öyle mi? Bizim seninle yapamadıklarımız da, yaptıklarımız da, birlikteyken olduklarımız da bu dünyada bir daha olmayacak. Benim olabileceğim bazı şeyler var. Senin olabileceğin bazı şeyler var. Sırayla bunları göreceğiz. Hiçbiri de bize benzemeyecek. Böylece yaşayıp gideceğiz galiba, "bütün mümkünlerin kıyısında."
Dünya -çoğu zaman- galiba biz ne beklersek onu veriyor. Ama bu beklenti konusunda çok acemiyiz. Üzerimize düşeni yapmak, elimizdekinden ne olur diye düşünmek yerine sürekli onun işine karışmaya, neyi nasıl yapacağını söylemeye kalkışıyoruz, kazanamayacağımız kavgalara soyunuyoruz. Hal bu ki burası dünya, burası basit. Sen adım atmaktan vazgeçmeyince sana verecek hep yeni bir şeyi var. Durduğumuzda sıçıyoruz. Durmayalım. Taşları üst üste koymaktan, ama her bir taşa da ayrı ayrı bakmaktan vazgeçmeyelim. Yıkılırsa tekrar. Yıkılmazsa da hiç bir zaman bitmeyecek ya, belki arada yıkılması daha iyidir. "Kelimeler Albayım, bazı anlamlara gelmiyor." Birbirimizden uzakta, bir sürü şey yaşayacağız, bir sürü şey göreceğiz. Birbirimizin gördüklerinin de şahidi olacağız. Bu bana var olma şekline bayıldığım bir kafanın kahramanı olduğu bir romanı, ömür boyunca okumanın hazzını verecek biliyorum. Üstelik sıkılınca içine kaçabileceğim bir roman, yüzüne dokunabileceğim bir kahraman. Bu buluşm
Seninle ilgili, kendimi de dışarıda bırakıp düşündüğüm zamanlarda en çok aklımın takıldığı şey; etrafında gördüklerin, insanlar, pazarlıklar, zaaflar, hırslar canımı sıkıyor. Mümkün olsa ve elimden gelse, aklının sadece meşgul olmasının ne kadar güzel olduğunu bildiğim şeylerle meşgul olmasını sağlayabilseydim. Gerçi bu afaki ve varlığı kendisini yalanlayan bir dilek bir taraftan ama... Olsun, öyle düşünmek güzel. Anlattığın gibi durumların içinde seni, hissettiklerini düşünmek çok iç sıkıcı. Bence bu dünyada kötüler hep aynı şeyi söylüyor, değişik biçimlerde ve değişik cümlelerle. Üzgünler de, yerini yadırgayanlar da, iyiler de, mutlular da, mutsuzlar da, kaygılılar da... Bunlar bir kişi değil ama, birer hal. Her biri başka birinin içinde, bazen aynı kişinin değişik zamanlarda içinde bir görünüp bir kayboluyor. Ama her biri hep aynı şeyi farklı cümlelerle söylüyor gibi. Bazen insan bir gün bundan sıkılırmış gibi geliyor bana. Kendinden ve dünyadan. 25 yaşında umarım daha önce anlamad
Yorumlar
Yorum Gönder